23 Aralık 2012 Pazar

STARBUCKS nasıl başardı?




 Bir kahveden öte

Okunmaya değer bir hikâye, markayı doğurur. Bu hikâyede herkese yer olursa, herkes hikâyeyi okur ve ondan büyük zevk alır. Ciddi markalar herkese yer açar ve herkesi kendi hikâyesinin içine katarak değer yaratırlar.
Starbucks, "Fincana Kalbinizi de Koyun" diyerek kahveden öte şeyler sattığını dünyaya haykıran bir marka. Başarı hikâyelerine pek yer verilemeyen Starbucks hikâyesi, aslında gerçek başarıyı tadanlar tarafından iyi bilinen bir hikâye. İstanbul’u ziyaretinde hiçbir yeri gezmeyen ve sadece Starbucks’ları gezip değerlendirmelerde bulunacak kadar işiyle meşgul bir kimse bu hikâyenin birinci kahramanı” Howard Schultz”. Bir fincan kahvenin ötesinde bir dinlenme mekânı, benzersiz bir deneyim, bir tatil, bir sohbet,  bir kimlik, bir tutku, bir hayat tarzı ve müşterinin kendi seçimlerini özgürce yapacağı bir anlam taşıyor. Kahve sıradan bir bitki gibi görülürken şimdi dünyanın saygı duyduğu bir markanın ellerinde değer kazandı ve hizmete amade hale geldi. “Her seferinde ilk fincan kahvenin heyecanını yaşayan” markayı oluşturanlar, kahveyle duygusal bir ilişki kurdular. Bir kahve çekirdeğinin yaydığı koku bu kadar etkileyici olabilirdi ancak.

 

Howard Schultz, bu işe başlarken kahve zincir mağazasını kuracağını biliyor muydu acaba? Kesinlikle bilmiyordu. Ama gördüğü bir şeyi anlamaya çalıştı; “İNSAN’ı ve onun isteklerini”. İnsanların özdeşim kurduğu bir marka oluşturup, kendilerini değerli hissettirecek, bunu anlatacak ve hayalinin gerçeğe dönüştüğünü görecek yeni bir oluşumu gerçekleştirmeliydi. Bunu görüp kollarını sıvadı. Reklâm yapmadan kendine milyonlarca fanatik müşteri bağladı. Starbucksun hikâyesi diğer hiçbir hikâyeye benzemeyecek kadar farklı. Neden mi? Birlikte görelim.

1 yorum:

  1. TEBRİKLER, AMERİKALI ÜSTÜN ZEKALI İŞ ADAMI DOĞMUŞ! HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞMUŞ! AMA BUNUN KOŞU YOLU HER NE HİKMETSE HEP YOKUŞ AŞAĞI OLMUŞ!

    YanıtlaSil